Pirana haberi
 

 

 Pirana  haberi

Sapanca Gölünde balıkçılar tarafından bulunan 2 balığın, yapılan incelemeler sonrasında pirana olduğu, ancak bu balıkların gölde yaşamlarını sürdürmesinin mümkün olmadığı belirtildi.

SAKARYA  - Sapanca Gölü'nde balıkçılar tarafından bulunan 2 balığın, yapılan incelemeler sonrasında pirana olduğu, ancak bu balıkların gölde yaşamlarını sürdürmesinin mümkün olmadığı belirtildi.


23 ve 26 Ağustos tarihlerinde Sapanca Gölü'nde balıkçılar tarafından yakalanan ve pirana olduğu tahmin edilen balıklarla ilgili olarak yapılan incelemenin sonuçları hakkında Sakarya Valiliği tarafından yazılı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Sapanca İçsu Ürünleri Üretimi Araştırma ve Uygulama Birimi tarafından balıkların incelendiği ve her 2 balığın da pirana olduğunun tespit edildiği bildirildi. Açıklamada, "Sapanca Gölü'nde birinin ağdan, diğerinin ise oltadan çıktığı belirtilen balıkların taksonomik analizleri, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Sapanca İçsu Ürünleri Üretimi Araştırma ve Uygulama Birimi öğretim üyelerince yapılmış olup balığın kırmızı pirana (serrasalmus-pygocentrus nattereri) olduğu belirlenmiştir" denildi.


Pirana balıklarının yaklaşık 40 santimetre uzunluğa ve 4 kilogram ağırlığa ulaşabildiklerinin belirtildiği açıklamada, Sapanca Gölü'nde 23 Ağustos tarihinde yakalanan ilk pirana balığının 23.5 santimetre boyunda ve 228 gram ağırlığında, 26 Ağustos tarihinde oltaya gelen ikinci pirana balığının ise 15 santimetre uzunlukta ve 150 gram ağırlığında olduklarının tespit edildiği kaydedildi.

Bu balıkların güney Amerika orjinli olup özellikle Kolombiya nehirlerinde yaygın bir şekilde bulunduğunun belirtildiği açıklamada, "Bu balıklar ayrıca Brezilya, Paraguay, Venezuella, Guana, Peru ve Arjantin'in merkezinde de yoğun olarak bulunmaktadır. Göllerde, lagünlerde ve nehirlerde yaşarlar. Balıklar gümüşi renkte bir deriye, keskin olmayan bir baş ile küçük bir ağıza ve oldukça keskin dişlere sahiptir. Piranalar genellikle küçük balıkları pullarının üzerinden veya yüzgeçlerinden ısırarak parçalarlar. Su içerisinde bulunan her çeşit eti yiyebilirler. Başlıca gıdalarını, nektonlar, küçük balıklar, kemikli balıklar, zoobentozlar, bentik krustaseler, yengeçler, molluskalar, gastrapotlar, insektalar teşkil etmektedir. Diğer taraftan bazı pirana türleri de meyve ve bitki tohumları ile de beslenirler. Su seviyesinin yeterli yükseklikte olduğu bölgelerde görülen piranalar muhtemelen tehlikeli olmazlar. Ancak kurak geçen mevsimlerde su seviyesinin düşmesiyle o bölgede yüzenler için tehlikeli olabilirler. Su seviyesi düştüğü zaman grup oluştururlar ve düşmanlarına saldırabilirler. Diğer bir ifadeyle karnivor türleri büyük gruplar oluştururlar ve su içindeki kana ve hareketliliğe saldırabilirler. Önceleri kan kokusunun piranaları harekete geçirdikleri sanılırken yapılan araştırmalar su hareketlerinin ve su gürültüsünün onların ölümcül ataklarına neden olduğunu göstermiştir. Piranaların kısa süre içerisinde bazı hayvanları ve hatta insanları bile ölümcül yaralayacağı sanılmasına rağmen aslında bu balıkların insan ölümüne neden oldukları bir olaya dünya üzerinde hiçbir yazımsal kaynakta rastlanmamıştır. Aksine bunların etlerinin lezzetli olması nedeniyle insanlar tarafından yenildiği belirtilmektedir. Suyu azalmış kurumak üzere olan göllerde sıkışan piranalar sudaki diğer hayvanlara saldırabilir. 20 tür içerisinden 4-5 pirana türünün tehlikeli olduğu kabul edilir. Bunların başlıcaları Serrasalmus Niger (türünün en saldırganı) ve Pygocentruse Piraya'dır. Bu tür zor bulunan, en tehlikeli ve en büyük türlerdendir. Türün mutlaka profesyoneller tarafından beslenmesi gerekmektedir. Bazı ülkeler tarafından bu türün ithalatı yasaklanmıştır" ifadeleri yer aldı.

Açıklama şu şekilde sona erdi:
"Bu bilgilerden anlaşılacağı üzere, bu balık kesinlikle Sapanca Gölü'nde yaşam döngüsünü tamamlama şansına sahip değildir. Muhtemelen birileri tarafından ya göle bırakılmıştır ya da bir mizansen oynanmaktadır. Diyelim ki pirana balığı göle atılmış olsun. Yine de Sapanca Gölü'ndeki diğer canlılara kısa sürede herhangi bir olumsuz etkisi olmayacaktır. Önümüzün sonbahar mevsimi olmasından dolayı su sıcaklığı sürekli düşme eğilimine girecek ve böylelikle de en geç Ekim ayı sonuna doğru gölün su sıcaklığı bu balığın yaşamasına olanak sağlamayacaktır. Dolayısıyla Sapanca Gölü için her hangi bir tehlike oluşturmayacaktır."

 
  Bugün 9 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol